Eğitim, Eğitim, Eğitim...

Aydınlık Geleceğimizin Değerli Savunucuları;

Parti programımızda, eğitimle ilgili dikkat çeken maddelerden biri

Köy Okullarının Yeniden Açılmasıdır

Bu madde “eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması” bakımından heyecan vericidir.

Cumhuriyet, bu ülkenin en zor dönemlerinde, köy okulları sayesinde, en ücra köşelerdeki çocuklara eğitim ulaştırıp, bilim insanları yetiştirmiştir. Her bir öğrenciyi donanımlı (veteriner, müzisyen, terzi vb.) bir insan yapan köy okullarının yeniden açılması, aydınlık gelecek için şart; tüm okulların iyileştirilmesi hayati derecede önemlidir.

Son 20 yıldır eğitim ve öğretim sistemimizi adeta bir yazboz tahtasına çeviren, sürekli değiştiren ve deneysel politikalarla şekillendiren anlayışın ülkemizi getirdiği durumu görüyoruz.

Eğitim sistemimizi güçlendirmesi gerekenler, bilinçli olarak cehaletin derinleşmesine, yobazlık ve gerici zihniyetlerin güç kazanmasına, şiddetin artmasına zemin hazırlamışlardır. Bugün yaşanan şiddet sarmalı (kadınlara, doktorlara, çocuklara, hayvanlara…) eğitimin kalitesizleşmesi ve topluma sağlıklı değerler kazandırılamamasının sonucudur.

Atatürk'ün hedef gösterdiği çağdaş ve bilimsel eğitim anlayışından uzak Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ve ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum) projeleriyle ülkemizin geleceğini inşaa etmek mümkün değildir. Eğitimin ideolojik bir yıpratma sürecine sokulması, çocuklarımızın ve gençlerimizin aydınlık bir gelecek yerine karanlığa mahkûm edilmesi kabul edilemez.

FATİH (Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) Projesi ile başlatılan ve 4+4+4 sistemi ile pekiştirilmeye çalışılan yaklaşımlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim mirasının sürekliliğini sağlamakta yetersizdir. İnsanları huzur ve refah içinde, gelişmiş bir Türkiye ancak bilimsel, laik ve demokratik bir eğitim sistemiyle mümkündür.

Dünyada, eğitimde kendini ispatlamış ve örnek gösterilen ülkelerde, iktidardaki siyasal yönetimler, sol ya da sağ fark etmeksizin, eğitim politikaları üzerinde asla oynama yapmazlar. Bu ülkeler, köklü değişiklikler yapmak yerine, ihtiyaç analizleri yaparak eğitim sistemlerini zamana göre geliştirirler.

Bugün topyekûn bir mücadele başlatıp; eğitimi siyasetin üstüne koyup, her türlü politika ve stratejiyi bunun üzerine inşaa etmemiz büyük önem taşımaktadır. Diğer bir deyişle eğitim, hiçbir siyasi kaygıya kurban edilmemeli; partiler üstü, uzun vadeli ve sürdürülebilir politikalarla güçlendirilmelidir. Eğitime gereken önemin verilmesi, toplumun her kesimi için daha adil, özgür ve ileriye dönük bir gelecek sağlayacaktır.

Son sözümüz de ilk sözümüz gibi “köy okullarının yeniden açılmasıyla eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması” olacaktır. Modern, bilimsel ve özgür düşünceye dayalı bir eğitim sistemiyle yarınlarımızı güvence altına almak boynumuzun borcu, hepimizin ortak sorumluluğu ve görevidir.

Saygılarımla,

SEVİM DALGIÇ GÜL / EĞİTİM UZMANI