Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli mi!...

Bugün ülkemizde hatta dünyada siyaset üstü olarak görülmesi gereken eğitim maalesef ki olması gereken yerin çok uzağında; umarsız, tutarsız, ilkesiz bir şekilde üstünde tepinilir bir hal almıştır.

Son 22 yılda 9 bakan, 20 farklı sistem değiştiren eğitimin çıktıları üstünde durmak, eksikleri gidermek ve iyiyi güçlendirmek yerine sil baştan sistem kurmak ülkenin geldiği noktanın asıl sebebidir. Dünya ülkelerinin eğitim seviyelerini araştıran World Economic Forum’a göre Türkiye eğitimde 99’uncu sırada yer alıyor.

EVET…

EĞİTİMDE DÜNYADA 99. SIRADAYIZ.

Gelinen noktada Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli olarak bizlere sunulan yeni eğitim modelinin içeriği zaten beklenen şekilde oldu.

Birçok eleştiriyi barındıran, geriye ve karanlığa gidişi simgeleyen detaylar eğitimciler, sivil toplum kuruluşları ve aydınlar tarafından dillendirildi.

Aslında bir laf kalabalığına ve katakulliye getirilerek hayata geçirilmesi planlanan içerikler gözler önüne serildi.

Yeni Müfredat taslağı Millî Eğitim Bakanlığı tarafından kamuoyunun görüşüne sunuldu ve geri bildirim için bir haftalık süre tanındı. BİR HAFTA

MEB tarafından 10 yıldır üstünde çalışıldığı belirtilen (…demek ki görevde başka bir bakan var iken bu günlerde koltuğa oturacaklarını bilenler çalışmaya başlamışlar?), 3 bini aşkın sayfadan- 26 farklı yeni kitapçıktan oluşan, çok sayıda akademisyen ve eğitim paydaşının görüşü alınarak hazırlanmış bu programı;

• 1 haftada hangi eğitimci hangi doğa üstü gücüyle içselleştirebilir

• Veya bu dar zamanda kim eski müfredatı tarayıp yeni müfredat ile kıyaslama yapıp görüş belirtebilir

Uzmanlar tarafından istişareye yeterli zaman tanınmaması tepeden inme bir program algısını oluşturur.

• Programa katılan akademisyenler ve eğitim paydaşları kimlerdi; hangi kurumlardan, hangi kriterlere göre seçildi…

Çocuklarımızın geleceğine yön verecek bu kişilerin isimleri neden kamuoyu ile paylaşılmadı?

• Kitapçıkların kaynakçalarının belirtilmemesi, bu programın bilimsellikten uzak olduğu gerçeğini açık ve net olarak göstermektedir.

• Paydaşlar içinde veliler var mıydı?

• Yada Sivil Toplum kuruluşları…

• Öncesinde pilot çalışma ve ihtiyaç analizleri yapıldı mı?

• 4 ay sonra bu programı uygulayacak öğretmenler nasıl eğitilecek, sadece bir haftalık seminer döneminde mi yetiştirilecek bu öğretmenler?

• Eğitimcilerin eğitimi nasıl sağlanacak?

2021-2022 örgün eğitim istatistiklerine göre 19 milyon 155 bin 571 öğrenci örgün eğitimin içinde.

Ebeveynler ve eğitimcilerle ortalama 60 milyon insanı direkt ya da dolaylı etkileyen bir sistemi pilot çalışma yapmadan uygulamak, eğitim fakültelerinde çocuğu eğitecek öğretmeni yetiştirmeden programı hayata geçirmek; geçmiş yıllarda olduğu gibi gelecek yıllarda da çocuklarımızın boşa harcanacak yılları demektir.

El yazısıyla okuldan soğutulan bir kuşak yaratılan ülkemizde tek model, tek tip dikilmiş bir elbiseyi herkese giydirmeye çalışmak abesle iştigaldir.

Biz eğitimcilere yeni programın detaylı incelenmesi için zaman, programın geleceği kucaklaması için fikir beyanı hakkı verilmeli.

Geleceğimizin güvencesi çocuklar, çocuklarımızın yarını için doğru eğitim!

02,05,2024